29 Eylül 2016 Perşembe

Hiper Tansiyon: Ne yapmalı? Ne zaman endişelenmeli?

-- Sponsorlu bağlantılar --

Çoğumuz çevremizde 'tansiyonum var' diyen kişilere rastlamışızdır. Oysa bu yanlış bir ifade tarzı çünkü aslında hepimizin 'tansiyon'u var. Tansiyon kelimesinin tam anlamı damarlarımızda dolaşan kanın yaptığı basınç. Unutmamak gerekir ki kalbin her atışında pompalanan kan, vücudumuzun bütün noktalarına ulaşmak zorundadır. Tansiyon ölçümü aslında rutin bir tıbbi kontroldür. İnsanlar belki de yaşam tarzlarını etkileyecek iki rakamı öğrenmek için kollarını tansiyon aletine uzatırlar. Neden iki rakam? Kalbin her atışında damarlardaki basınç önce maksimum bir noktaya çıkar, daha sonra ise minimuma düşer. Bu maksimum ve minimum noktalardaki rakamlar damarlarda varolan basıncı gösterir. Doktorlar ve hastalar için tansiyon aleti çok önemlidir çünkü hipertansiyon çoğu zaman fiziksel belirtiler göstermeyebilir. Hipertansiyonun tipik belirtileri olan burun kanamaları, baş ağrıları ve baş dönmeleri, her hastada görülmeyebilir. Bu yüzden tansiyon aletiyle tespit edilen rakamlar bu hastalığın teşhisinde çok önemlidir. Az ya da çok olsun, damarlardaki kan basıncının yükselmesi kişiler için uzun vadede tehlikelidir.



Hipertansiyondan ne zaman söz edilebilir?
Damarlardaki kan basıncı yapılan aktiviteye göre değişir. Güç harcamakla ve stresle artar, dinlenmeyle ve geceleri uykuda düşer. Doktorları yalnızca bu dinlenme anındaki ölçüm ilgilendirir. Bu nedenle tansiyonu ölçülecek kişinin en az 5 - 10 dakika dinlenmiş olması ve oturur ya da yatar pozisyonda olması gerekmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği son kriterlere göre normal tansiyon sınırı sistolik tansiyonda (büyük rakam) 140 mm/hg, diastolik tansiyonda (küçük rakam) da 90 mm/hg'den küçük olmalıdır. Buna göre birkaç hafta boyunca yapılan ölçümlerde tansiyon sürekli olarak bu rakamların üzerinde çıkıyorsa yüksek tansiyonun varlığından söz edilebilir. Eğer rakamlar 140 / 90' a civarında ya da biraz yüksek çıkıyorsa kişi yüksek tansiyon sınırındadır.

Hipertansiyon sonucu oluşan komplikasyonlar
Bir hortumdaki suyun basıncını çok fazla artırdığınızı düşünün. Kısa bir süre içinde hortum deforme olmaya başlayacaktır. Hipertansiyon da kanın 'hortumları' diyebileceğimiz damarlarda bu deformasyona sebep olur. Kalp daha hızlı çalışır, damarlardaki basınç yükselir ve damarlar iyice genişler. Kısa bir süre sonra ortaya çıkacak olan sonuç kalp yetmezliğidir. Aynı zamanda bu genişleme sonucunda atardamarlarda yağ birikmesi görülür. Bu da damar sertliğine temel oluşturur. Bu durum değişik organların çalışma düzenini bozabilecek bir çok komplikasyona sebep olur. Yüksek tansiyon sonucunda beyin (kanamalar), kalp (kalp yetmezliği ve enfarktüs), bacaklar (atardamar iltihabı), gözler (retina kanamaları) ve böbreklerde (böbrek yetmezliği) bir çok rahatsızlık görülebilir. Yüksek tansiyonun yanısıra bu tip komplikasyonları artıran sigara kullanımı, yüksek kolesterol gibi faktörler de varsa durum daha da ciddileşebilir.

Tedavi yöntemleri
Doktorlar yüksek tansiyonun yalnızca ilaçlarla düşürülemeyeceği konusunda hemfikirler. İlaçların yanısıra; sigarayı bırakmak, fazla kilolardan kurtulmak, düzenli bir şekilde spor yapmak ve en önemlisi hayatını etkileyen stresi azaltmak yüksek tansiyonu olan kişinin tedavisinde olumlu sonuçlar alınmasında yararlı olur. Bir kaç kilo verilmesi bile tansiyonda yarım puanlık bir düşüş sağlar. Ancak hipertansif kişilerin kilo vermesi genellikle kolay olmaz. Eğer hastanın diğer faktörleri uygulaması mümkün olamıyorsa yalnız ilaçlara dayalı bir tedavi planlanır. Burada unutulmaması gereken nokta, bu ilaç tedavisinin hipertansiyonu tedavi edemediği sadece kontrol altına alınmasını sağladığıdır. Eğer hipertansiyonun temelinde başka bir organik rahatsızlık yatıyorsa, bunun tedavi edilmesiyle tansiyonun da tedavisi mümkün olacaktır. Tedavi böbrek komplikasyonlarını ve böbrekleri korumada etkilidir.

Aslında hipertansif kişilerin çoğu özel bir perhiz uygulamak zorunda değildir. Eğer doktor gerekli görürse tuz kullanımını yasaklayabilir. Ancak tuzsuz bir perhiz de kişinin vücudunda bir çok soruna yol açabileceği unutulmamalıdır. En sağlıklısı tuzu tamamen bırakmak değil, masada yemeği tekrar tuzlamamaya, şarküteri ürünlerini ve çok tuzlu peynirleri tüketmemeye dikkat etmektir.
Bu tür hastalarda bilinçsizce yapılan çok katı perhizlerin yararından çok zararı olmaktadır. Bu yüzden doktorlar meyve ve sebze ağırlıklı, dengeli, fazla hayvansal yağ, kahve ve tuz içermeyen bir beslenme önerirler.

İlaçlar nasıl kullanılmalı?
Yüksek tansiyonun tedavisi için kullanılan ilaçlar doktora danışmadan kesinlikle bırakılmamalıdır. Böyle bir hata yaparsanız bir çok komplikasyonla karşılaşabilirsiniz. Bu ilaçlar genelde ömür boyu günde bir veya iki tane alınır. Bu tedaviyle tansiyonun normal seviyelerde tutulması sağlanır. Doktorların önünde hastalarına önerebilecekleri bir çok ilaç seçeneği bulunmaktadır. Bir ilacı kullanmaya başladığınızda kendinizde ilaca bağlı olabilecek yan etkiler hissederseniz bunu doktorunuza belirtmelisiniz. Bu durumda doktorunuz belki de tedaviye daha uygun bir ilaçla devam edecektir. Ancak tedavinin ilk birkaç gününde bazı hastalarda yorgunluk ve halsizlik görülebileceğini de gözardı etmemek gerekir.
-- Sponsorlu Bağlantılar --

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dikkat: Rahatsızlık durumunda mutlaka doktora danışınız. Sitedeki yayınlar yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Doktor muayenesi veya tedavisi yerine kullanılamaz.